Şişmanlarsanız ne olur

Şişmanlarsanız ne olur?

* Büyük olasılıkla metebolik sendrom vardır. ( bel çevresi kalın, tansiyon yüksek, şeker yüksek, HDL kolesterol düşük, kan yağları yüksek )
Metebolik sendromda, kanda insülin, adrenalin, kortizon yükselmeleri olur. Tüm organlar etkilenir.
* Yaygın ağrı vardır.
* Psikolojik bunalım vardır
* Sebep olduğu hastalıklar saymakla bitmez şeker hastalığı , tansiyon hastalığı, kalp damar hastalıkları, inme, depresyon Alzheimer hastalığı gibi hastalıklar.
* Meme yumurtalık prostat, mide ,bağırsak, kanserleri.
* Eklem iltihabı, kas ve yağ dokusu iltihabı, (selülit) romatizmal hastalıklar.
* Ülser, reflü, hemoroid, karaciğer hastalıkları, akne, kısırlık,düşük
* Metebolik sendromdan kurtulmak için sağlıklı beslenme ve yürümek gerekir.
* Kireçlenme varsa ( diz, kalça eklemi ve ayak bileğini)  tedavi etmek gerekir.

Sağlıklı beslenme ilkeleri

Sağlıklı beslenme ilkeleri;

  • Şeker, un ve yağ ile yapılan yiyecekleri yemeyin. Üç beyazları beslenmenizden çıkarın.
  • Her mevsimin taze meyve ve sebzesiyle ve baklagil ile beslenin.
  • Hayvansal gıdaları (et , süt,yumurta ) azaltın. ( kalorilerin % 10-15’ine kadar)
  • Her yiyeceği doğal haliyle ve çiğ yiyin, işlenmiş gıda yemeyin.
  • Yediklerinizin yarısı çiğ olsun.
  • Kefir, yoğurt, sirke, nar ekşisi, turşu ve bozayı fazla tüketin.
  • Doymadan önce ve akşam dinlenmeye geçtikten sonra yemeyi kesin.
  • Güneşlenin , açık havada yürüyün, kışın D vitamini (ayda 1 ampul ) alın.
  • Omega 3 yağı takviyesi alın ( günde 2 gr balık yağı )
  • Günde iki litre su için.
  • Derin ve sık nefes alın nefesinizi tutmayın.

Op. Dr. Ali Koç

 

Vücutda Omega 3 seviyesinin korunması

Parkinson hastalarının beyninde DHA seviyesinin düşük olduğu biliniyor. Benzer şekilde klinik deneyimlerimde  gördüğüm birçok yaşlı erkek vegan Parkinson hastasında DHA seviyesi çok düşüktü. Henüz bir klinik çalışma olmamasına karşın, hayvan deneylerinde DHA ve EPA tedavi edici etkiye sahiptir. Alzheimer hastalığı ve Parkinson hastalığının altında yatan nedenler ortaktır, oksidatif stres, inflamasyon ve mitokondrial disfonksiyondur. DHA ve EPA yararlı olabilir,bu yararın bir kısmı beyinde antienflamatuar madde üreterek olur.

ERKEN DAVRANIN

Yaşınız ne olursa olsun, yeterli omega 3 seviyesinin korunması şarttır, şimdi ve daha sonraki sağlık ve beyin fonksiyonuz için. Besleyici bir diyet beyin için birçok besini sağlar ama DHA ve EPA sağlamaz, çünkü sık balık yemeyi önermiyoruz. Balıktan elde edilenden çok algıdan elde edileni tercih ediyoruz, böylece fazla hayvansal proteinden ve sakınıyoruz, örneğin balıkta bulunan dioksin ve civadan korkuyoruz.

Ceviz, keten tohumu ve chia tohumundan alınan ALA’ nın çevrilmesi ile DHA seviyesinin arttırılması kişiden kişiye değişmekte ve sıklıkla yetersiz kalmaktadır. Kan DHA ve EPA seviyesini Vegan’ larda ölçen bir incelemeye göre % 64 ünde yetersizdir ve bir kısmında da çok yetersizdir. Bu düşüklük ALA alımıyla ilgili değildir (çünkü önerilenden çok fazla alınmıştır), bu da ALA alımından çok genetik çevrim enzimlerinin aktivitesinin yetersizliğine işarettir.Bu çalışmada ayrıca, algden elde edilen DHA ve EPA nın orta seviyede (254 mg / gün) takviyesi ile dört ay sonra ölçümde normale gelmiştir.36 Bu araştırma destekledi ki; yüksek ALA alınması ile yeterli DHA ve EPA seviyesi garanti edilemiyor, yani omega 3 alımı sağlıklı bir diyetin tamamlayıcısıdır. Kanımızdaki omega 3 seviyesini ölçtürmek veya diyete eklemek yada her ikisini de yapmak en iyisidir.

 

Omega yağ asitleri

OMEGA -3  YAĞ ASİTLERİ YAŞAMBOYU BEYİN SAĞLIĞI

Uzun zincir omega 3 yağ asitleri,DHA ve EPA beyin sağlığına çok yönlü katkıda bulunur.Bu yararlı yağ asitlerini almayı öneriyorum çünkü modern diyetlerde DHA ve EPA eksiktir (düzenli balık yenmiyorsa) ve bitkisel beslenenlerde omega 3 seviyesinin düşük olduğu araştırmalarla kesinleşmiştir..DHA beyin hücrelerinin zarında yoğunlaşmıştır.Zarın yapılanmasını sağlar , sinyalde,hücrelerin bağlanmasında ve nöro transmitter üretiminde  ve birçok diğer önemli faaliyette bulunur. EPA ve DHA özel öneme sahiptir. DHA en çok beynin gelişiminde, öğrenmede ve anlamada etkilidir. EPA ise hal ve tavırla ve anti inflamatuvar etkilerle ilgilidir.

ERKEN YAŞLARDA BEYİN GELİŞİMİ

DHA insan beyninin ve gözünün yapıtaşıdır, yaşam boyu DHA nın yeterli seviyesi görme ve öğrenmede önemlidir.1,5 Anne DHA stokları anne karnında büyüyen bebeğin göz ve beyin gelişimini sağlar, doğumdan sonra anasütünden gelir.Şu konuda bazı kanıtlar vardır ki;annenin gebelik ve emzirme süresinde yüksek DHA seviyesi veya DHA alımı çocuğun anlama yeteneğine ve zekasına yararlıdır. Benzer şekilde, randomize ve kontrollü çalışmalarda bebekler DHA içeren formüllerle beslenirse dokuz aylıkken DHA içermeyen formüllere göre daha ileridir.

ÇOCUKLARDA ÖĞRENME VE DİKKAT

Doğumdan iki yaşın sonuna kadar beyin en fazla  büyümesini yapar , ancak iki yaşından sonra da büyüme devam eder,hatta yirmilerin sonuna kadar sürer. 1,9  Omega 3 alımıyla yapılan incelemelerin çoğunda çocukların okul performansı (okuma , heceleme,öğrenme yeteneği) veya halleri ilerlemiştir.

Bir ilginç imcelemede, 8-10 yaşındaki erkek çocukların beyin aktivitelerini fonksiyonel MRI ile DHA alan ve plasebo alanları sekiz hafta takip edilmiştir.Anlama çalışması sırsında DHA alan erkek çocukların beyin fonksiyonu artmıştır,ve bu artış kandaki DHA seviyesiyle paraleldir. Bu çalışmaya göre,DHA çocukların öğrenme sürecine yardımcı oluyor,ve erken akademik başarıyı getirerek ileri ki lise ve mesleki performansını yükseltiyor.

Yetersiz DHA seviyeleri ise çocukların anlama ve gelişim bozukluklarına (örneğin ADHD , konuşma bozukluğu,otizm)yol açıyor. Omega 3 lerin verilmesi özellikle bazı omega 6 yağ asitleri ile verilmesi,çocukların hallerinin  ve ADHD belirtilerinin düzelmesini sağlıyor. Bu çocuklarda omega 3 verilmesi ile otizm hastalıklarının azalmasında yararı konusunda yeterli çalışma henüz yoktur.

ÖĞRENME YETENEĞİ VE SEVİYENİN ERGENLİKTE DEVAM ETTİRİLMESİ

Ergenlikte, omega 3 yeterliliği,optimal beyin fonksiyonunun devamını sağlar,depresyonu önler,daha sonraki hayata temel beyin çalışması bırakır.Altı haftalık DHA ve EPA verlmesi çalışmasında genç erişkinlerde (18-45yaş) hafıza ölçümünde iyileşme ispatlanmıştır. Ek olarak 12 haftalık DHA verilmesi ile anlama çalışmalarında beyine kan akımını, sağlıklı genç erişkinlerde arttırmaktadır.

Kadınlarda,gebelik süresince DHA deposunun düşmesi doğum sonrası depresyondan sorumludur.21 Yani gebelikte ve emzirmede DHA nın yeterli olması sadece bebek için değil anne içinde önemli bir dönemdir.

Uzun zincirli omega 3 yağ asitleri halimizi ilgilendiren serotonin ve dopamin gibi nörotransmitter metabolizmasını etkileyebilir, dahası, DHA ve EPA nın antienflamatuvar etkisi depresyon belirtilerini azaltmada etkili olur.Omega 3 verilmesi depresyon tedavisinde çok araştırılmıştır.Çok balık yemek veya Omega 3 alımı daha düşük depresyon riskini getirir.16,22,23,24 Omega 3 ün antidepresan etkisini birincil olarak EPA sağlar,bunu 2009 daki depresyonda  omega 3 verilmesini inceleyen araştırmaların toplanmasıyla anlıyoruz. Bir 2011 araştırmalar toplamında da omega 3 ün ancak EPA oranı  % 60 ın üzerinde ise depresyon belirtilerinde azalma sağlar.

İLERİ YAŞLARDA HAFIZAYI KORUMAK VE NÖRODEJENERATİF HASTALIKLARIN ÖNLENMESİ

Nörodejeneratif hastalıkların en yaygın ikisi Alzheimer ve Parkinson hastalıklarıdır.Omega 3 yağ asitlerinin bu hastalıkları önlemede yararlı olduğu anlaşılıyor.Omega 3 alımı düşüklüğü ve DHA nın kan seviyesinin düşüklüğü yaşlılıkta anlama zorluğu ve Alzheimer hastalığına yol açtığı görülüyor. Aynı zamanda Alzheimer hastalığında beynin bazı bölgelerinde  DHA düşüklüğü olır. Bazı çalışmalarda,plazmada  EPA düşüklüğü demans ve kavrama güçlüğü ile birliktedir.4

Daha yeni olan beyin hacmi incelemelerinde ;yaşlı beyin hacmi yüksek omega 3 seviyesi ile yükselmektedir.Bu demektir ki ; çok DHA ve EPA yaşla beraber beynin küçülmesini önlemede yardımcı olabilir.

Omega 3 alımına başlamadan önce hafıza sorunları belirginse yararı sınırlı olabilir,yani yaşamboyu alıyor olmak daha iyidir. Yaşlıların anlama yeteneğinin düşmesini önlemek için,hafif anlama yetersizliğinde omega 3  verilmesi yararlıdır,ilerlemiş Alzheimerde değil. Örneğin bir çalışmada hafif dereceli yaşlılık anlama güçlüğünde altı haftalık DHA ve plasebo gruplarında öğrenme ve anlama testleri önce ve sonra yapılmıştır.Bu çalışmada DHA grubu öğrenme ve hafıza derecelerini yükseltmiştir. Benzer bir çalışmada ise,Alzheimer hastalığı tanısı konulmuşlarda DHA alımı anlama yeteneğini iyileştirmemiştir. Bu araştırma gösterdi ki; yaşamboyu omega 3 seviyesinin sürdürülmesi etkili bir önleyici tedavidir.

Mangal Yaparken Dikkat

Mangal Yaparken Dikkat

Yaz geldi havalar ısındı ramazan bitiyor mangal ve piknik zamanı geldi.Denizde ve piknikte ilk önce 20-30 dakika güneş yağı kullanmadan güneşlenerek D vitamininizi almak birinci kazancımız.Sonradan gölgeye çekilmek veya koruyucu güneş yağı kullanmak size kalmış.Mangal yaparken dikkat edeceğimiz hususlar var,çünkü yeni araştırmalar mangal ateşinin kanser yapıcı maddeler oluşumuna neden olduğunu gösteriyor.Burada zararlı maddelerin oluşumundan kaçınmanın yollarını belirtelim.

Birincisi yiyecek ağırlığını salataya ve mangalda sebze pişirmeye verelim.Mantar,soğan,sarımsak,domates,biber,patlıcan,mısır ve benzeri sebzeler pekala çiğ veya mangalda pişirilerek doymamızı sağlayabilir.Et ,tavuk ve balığı böylece azaltabiliriz:bu birinci sağlıklı seçimdir.Sebzeleri baharatlarla, ezilmiş ceviziçi ile,sirkeyle terbiye ederek lezzetlendirebiliriz. Sebzelerin susuz-kuru olanlarını sirkeli suya yatırarak nem oranını arttırıp akrilamid oluşumunu azaltabiliriz.Yüksek ısıda yanan sebzelerde kanserojen akrilamid oluşur.(1,2).Izgara sebzelerin yanmış kısımlarını yemeyiniz.

Mangalda pişirmek üzere  fasulye ve sebze köftesi yapmaya çalışın.

Mantar mangalda sade pişirilebilir veya domates soğan biber sarımsak ile beraber tavada sos olarak pişirilebilir.

Sebzeleri mangalda pişirirken ateş yakın olmasın ve yanmaması için sık sık çevirin ,sekiz on dakikada pişirin.

Mangalda sebze,mantar,fasulye köftesi en iyisidir,et, tavuk,balık ve köfte ikinci seçenek olarak ve az miktarda yenmelidir.Bu durumda ette ;  hayvansal protein,araşidonik asit,kan demiri gibi zararlı maddeler bulunduğunu unutmayın.(4-7).Yüksek ateşte ızgara edildiğinde veya tencerede yüksek ateşte pişirildiğinde bile kanser yapan maddeler oluşur (Tablo 1 ).

 Ette Oluşan Kanser Yapıcılar

Yüksek ateşte etin pişmesi ile oluşurlar.

–Heterosiklik Aminler (HSA):Hamburger,biftek,tavuk ve balıkta kreatinin aminoasitlerin glukozla reaksiyonu sonucu oluşur.Sıcaklığın yüksekliği ve sürenin uzunluğu ile HSA oluşumu artar.

–Polisiklik Aromatik Hidrokarbonlar  (PAH): Alev ve dumanla oluşur,etin yağı damlar alev alır ve ete siyah bir tabaka halinde yapışır.

–Azot-Nitroz Bileşikleri (ANB) : İşlenmiş etlerde bulunan nitrat /nitritlerden midede oluşur.

 

Bu zararları azaltmak için et porsiyonlarını azaltmak gerektir. Ya da kıymanın içine bolca fasulye ezmesi,mantar veya soğan koyarak köfte yapabiliriz.Fasulyedeki fitatlar etteki hidroksil radikallerini ve fazla demiri elemine ederek zararları azaltır.Aynı zamanda,soğan, sarımsak,göbekli sebzeler gibi antikanser yiyecekler vücuttan HSA ‘ların bazılarını detoksifiye edip atarlar.(8-11).

Sosis ve salam gibi işlenmiş etlerden uzak durun.ANB bileşikleri kanser yapıcıdır , işlenmiş etlerin ( ve kırmızı etin) kolon ve rektum kanseri yaptığını biliyoruz,yüksek miktarda işlenmiş et yenmesi ile de kalp hastalıkları,inme ve şeker hastalığı yapar.(12-15).

Sucuğu da yukarda tarif ettiğimiz gibi veya klasik karışımda olduğu gibi taze kıyma sarımsak ve baharatlarla mangal başında hazırlayıp köfte şeklinde pişirebiliriz.

Referanslar

1.Food Chemical Toxicology dergisi 2008

2-Critical Revieve Toxicology dergisi 2010

3-National Cancer Institute USA 2014

4-NCI USA

5.BMC Medi.2012

6-Novartis Found.Symp.2014

7.Experimental Biol.Med.2007

8.Carcinogenesis 2001

9-Carcinogenesis 2004

10.Food Chem Toxicol 2012

11.Oncol Rep 2007

12.World Can Res Fund/Ame Ins Can Res 2011

13.Eur.j.Clin Nutr.2013

14.Circulation 2010

15.Nutr Cancer 2011

 

Op. Dr. Ali Koç

 

Diz Protezi

Küçük ve estetik ameliyat  izi ,
Kan vermeye gerek olmadan
Ertesi günü yürüyerek
İki günde eve gidebilecek şekilde diz protezi ameliyatı
Yürümenin ileri yaşlardaki yararları saymakla bitmez hayatımızın olmazsa olmazıdır. Yürüme, zayıflamayı, kemik erimesinden kurtulmayı sağlar. Şeker hastalığı, hipertansiyon ve kanserden korur. Bu yaşlarda yürümeyi en çok bozan, zorlaştıran ilerlemiş diz kireçlenmesidir.  Diz protezi ile  uzun mesafeleri  yürümek mümkündür. Diz protezi yapılmasından eskiden  hem doktorlar hem de hastalar çekinmişlerdir. Şimdi ileri teknoloji ile (mini insizyona uygun ameliyat aletleri ile ) ve mini invazif teknikle yaptığımız ameliyatla diz protezi kolaylaştı .
Ameliyat öncesi yüksek doz antibiyotik ile  enfeksiyon oranı %2 ‘nin altına indi . Kan sulandırıcı tedavi ile emboli riski azaldı . Toplam komplikasyon oranı % 5’in altına indi . % 95  olasılıkla dizde sorun olmuyor .
Mini invazif  aletler ve teknikle ameliyat insizyonunun boyu 10-12 cm’ye indi. Estetik dikişle sadece 12 cm lik cizgi kalıyor. Sonuç olarak bir diz protezi ameliyatını kısa sürede kan vermeden , sadece 12 cm lik bir izle yapıyoruz. Ertesi günü ayağa kaldırıp yürüterek üçüncü gün evine göndererek bitiriyoruz.
Protezle diz ağrılarından kurtulun
Hastalıklardan uzaklaşın
Uzun ömürlü sağlıklı bir yaşlılık  sürün…

OP. DR.    ALİ KOÇ..

Çocuklarınızı Sağlam Yetiştirin

Çocukluğumuzda Yapılanıyoruz

Oğlumuz Elliot sürekli hasta  bir çocuktu. Daha bir yaşında iken ciddi egzaması vardı ve yedi defa solunum yolu iltihabı geçirmişti. Birçok uzmana gittik. Sürekli ilaçlar uyguladık. Kaşıntılı döküntülü cildi iyileşmedi. Üç yaşında araştırırken Dr. Fuhrman’ a gittik. Yalnızca diyetini değiştirdikten iki ay sonra cildi düzeldi. Bir daha solunum yolu iltihabı geçirmedi. Bu da bizi sevince boğdu. Hem oğlumuz Elliot’ un iyileştiği için hem de onun sağlığının bizim onu beslememize bağlı olduğunu öğrenmemiz için çok mutluyuz ve teşekkürlerimizi bildirmek için yazıyoruz.

Julie ve Stuart Rayburn

Bugün aileler iyi niyetlerine rağmen farkına varmadan çocuklarını tehlikeye atıyorlar. Her gün önemsizmiş gibi çocukların kıymetli bedenlerine zarar veriyoruz. Bu nasıl oluyor ? Onların beslenme şekillerini seçerken bunu her gün yapıyoruz.Ana babalar eğitimli oldukları halde bu konuyu bilmiyorlar, çünkü kimse onlara bunu anlatmıyor. Olay budur:bugünkü modern diyet onların hücresel ortamını kanser için verimli bir alan haline getiriyor ve sonra kanser ortaya çıkıyor. İleri yaşlarda meme ,prostat ve diğer kanserleri önlemek ileri yaşta risk faktörlerini değiştiremediğimiz için mümkün olmuyor. Böyle olunca yedi yaşından önce harekete geçmek gerekiyor. Bir başka deyişle erişkin kanserlerini çocukken yediklerimiz yapıyor. Şurası kesin: çocuklarımız meyve ve sebze yemezlerse, bunun yerine çöp yiyeceklerle beslenirse kanser ve diğer hastalıklar alttan alta yürürler.

Bu şaşırtıcı öngörünün bilimsel dayanağı ‘’Disease Proof Your Child’’ adlı kitabımda var. Bu yazı ile aysbergin ancak görünen tepelerine dokunabiliyoruz. Bugün çocuklarımız solunum yolu hastalıkları, alerji ve astımla boğuşuyor. Daha sonra ise  lupus, ülseratif kolit, romatoid artrit gibi otoimmün hastalığa yakalanıyor. Bu hastalıklar etraftaki mikroplardan veya genlerinden gelmiyor. Yalnızca diyetlerinin yani yediklerinin uygun olmamasından ileri geliyor. Antibiyotikler bu problemleri önlemiyor, yalnızca diyetin yani yediklerinin iyileştirilmesi ile iyileşebiliyorlar.

Son bilimsel araştırmalar bizleri kuvvetle uyarıyor ve şaşırtıyor. Açıkçası çocukluk çağında neyle beslenip neyle beslenmediğimize göre kanser yol alıyor.Bugün biliyoruz ki  Amerikalılar ve gelişmiş ülkeler in beslenmesinde doğal bitkisel beslenme ‘’meyve ve sebzeler’’ yüzde ikiyi geçmiyor. Amerikan çocukları beyaz un, şeker ve yağdan yapılan yiyeceklerle kalorilerinin yüzde doksanını alarak yetişiyorlar. Birle iki yaş arasındaki  bebeklerin yüzde yirmi beşi hiç meyve sebze yemiyor. 15 aylıktan sonra Amerika’ da  alınan sebzenin çoğunluğu da ‘’French fries’’  yani patates kızartmasıdır : ana babalar çıldırmış olmalı.

Geçen yirmi yılda elde edilen bilgilere göre otoimmün hastalıkların (Crohn hastalığı, lupus) ve kanserlerin nedeni hayatın ilk on yılının diyeti sonucudur.Şimdi kanseri neyin yaptığını ve neyin önlediğini biliyoruz.Konunun en kötü yönü çocuklarının ilk on yıldaki yediklerinin tüm hayatlarını derinden etkilediğini ana babalar bilmiyor,bildirilmiyor.

Otoimmün hastalıklar,örneğin çocukluk çağında başlayan diabet, lupus, psoriazis,iltihaplı barsak hastalıkları hayatın ilk dönemindeki beslenme yanlışlarının sonucu olarak gelişir ve trajik sağlık sorunlarına yol açabilir.Gerekli bilgisi olmayan anababa,beslenme şeklini iyileştirerek ilerde oluşabilecek kanseri engelleyebilecekken , maalesef çocuklarını tehlikeli şekilde besliyor, kanser yapıcı yiyecekler veriyor.

Benim amacım ailelere bilgiyi vererek çocuklarına en büyük hediyeyi vermelerini sağlamak. Böylece çocuklar uzun ve sağlıklı yaşarlar. Sigara ve viski içilen masaya çocuklarımızı oturtmuyoruz,ama onlara kola, trans yağlarda yapılmış kızartma ve çizburger vermekte ikiletmiyoruz. Çocuklar her gün meşrubat, fıstık ezmesi, kızartmalar, paket kekler ve şeker yemekteler. Aileler çocukları bu şekilde besleyerek onların genetik yapılarının sinsi ve yavaş yavaş harap olup ciddi hastalıkların oluştuğunu anlamaları güçtür. Amerikalıların çoğu soda içerek, cips yiyerek, çöp yiyecek ve fast food ile beslenerek sigara içmekten daha beter olduğunu anlamıyor.

Çocukların ortalama kilolarının artması ve çocuk obezitesindeki rekor artış gelecek kuşakların iyilik ve sağlık içinde olmalarını beklemek gerçekçi değildir. 1992 Bogalusa Kalp Çalışmasında  çocuklar ve 10-20 yaş arasındaki gençlerden kazada ölenlerin damarları incelendi; çoğunda yağ plakları ve daralmalar görüldü. Amerikalıların çoğu çocukken ve sonraki yetişkin döneminde bitkisel besin yemiyorlar. Bu şekilde binlerce hasta gördüm,sağlam denilenleri de gördüm. Zaman içinde hastalık gelişecektir. Bazen kısmi bitkisel yetersiz beslenmede bile anksiyete, otoimmün hastalıklar, kanser ve görme bozuklukları sayabildiğimiz hastalıklardan bazılarıdır.

YAZAR : DR. JOEL FUHRMAN

ÇEVİREN : DR. ALİ KOÇ